Halı yıkama istanbulİstanbul halı yıkama

Beşiktaş halı yıkama

Beşiktaş halı yıkama fabrikamızda verilen Beşiktaş halı yıkama siparişleriniz en kısa zamanda değerlendirilip bölgelere ayrılır.

Beşiktaş halı yıkama servis araçlarımızla evinizden alınan halılarınız, halı yıkama şirketimize getirilir, toz alma işlemi yapılır. Sanayi tipi halı yıkama makinaları ile halıların ön ve arka tarafı yıkanır, halı sıkma makinası ile halılar sıkılır, bu işlemlerden sonra halılar kapalı kurutma odalarımızda asılarak kurutulur. Daha sonra beşiktaş halı yıkama tarafından  paketlenerek, evinize teslim edilir,

Halı yıkama ödemelerinizi ister nakit, ister pos cihazımızla kapınızda yapabilirsiniz.

Beşiktaş halı yıkama olarak ayrıca koltuk yıkama kanape yıkama stor perde yıkama yorgan yıkama yatak yıkama battaniye yıkama hizmeti de vermekteyiz.

Beşiktaş Tarihi
Beşiktaş’ın tarihi ilk çağlara uzanır. O zamanlardaki adı “Taş Beşik” anlamına gelen “Kune Petro” olarak bilinir.

Ünlü Seyyah Evliya Çelebi; şehrin kurulduğu yerde, çok eskiden büyük bir kilise kuran Yaşkı adlı bir papazın, İsa’nın çocukluğunda yıkandığı taş bir tekneyi, (Beşik-Taşı) Küdüs’ten getirdiği ve buradaki kiliseye koyduğunu yazar.

Öte yandan bazı tarihçiler de Barbaros Hayrettin Paşa’nın gemilerini bağlamak için bu sahile beş tane direk diktiğini, bu nedenle buraya BEŞ-TAŞ adının verildiğini, daha sonraki tarihlerde bu kelimenin değişikliğe uğrayarak BEŞİK-TAŞ olduğunu yazmışlardır.

Bir eserde de Barbaros Hayrettin Paşa’nın Beşik Kaya’da gömüldüğü kayıtlıdır. Kaya ile taşın eş anlamda oldukları gözönünde bulundurulursa sözü edilen Beşik kelimesinin önceden de burada bulunan taşlar üzerinde yeni eklerle meydana getirilen bir gemi beşiğini anlattığı ve temelinde bulunan taşlara bu nedenden dolayı Beşiktaşı denildiği ve bu adın sonradan kasabanın adı olarak kaldığı söylenmektedir.

Beşiktaş’ın İstanbul’un fethi sırasındaki adı ise, “Diplokionion” idi. Çifte sütün anlamına gelir.İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet, iskan hareketine başlamış, Fatih devrinden kalma eserler arasında bulunan Fatih’in Ekmekçi Başısı Ali Ağa’ya ait türbe bu yerleşme sırasında yapılmıştır.

Kanuni Sultan Süleyman zamanında bölge daha da gelişmiş ve sonraki yıllarda bu gelişme devam ederek zaman içinde esir pazarlarının kurulması, Rumeli’den Anadolu’ya geçen askerlerin ve ticari kervanların toplandıkları ve dinlendikleri yer haline gelmesi ile artmıştır.

Çırağan Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Yıldız Sarayı ile kasr ve köşklerin yapılmasıyla Osmanlı İmparatorluğunun yönetim merkezi haline geldi.

Cumhuriyet döneminde, İstanbul’un tarihsel bir yapıya sahip olması yanında, yeni ve modern kentleşmeye de kavuşmuştur.

Ulu Önder Atatürk ve annesi Zübeyde Hanım’ın Akaretler, Spor Caddesi, 76 numaralı evde ikamet etmiş olması ve Büyük Önder’in Dolmabahçe Sarayı’nda vefatı, Beşiktaş’a Cumhuriyet tarihinde müstesna bir yer kazandırmıştır.

Beşiktaş; 1930 yılında Beyoğlu İlçesinden ayrılarak ilçe haline getirilmiştir.

Bir yanıt yazın