halı yıkamaHalı yıkama istanbul

Sarıyer halı yıkama

Sarıyer ilçesinin tüm bölgelerine halı yıkama hizmeti vermekteyiz, halı yıkama fabrikamız da halılarınız özenle el değmeden yıkanır, güler yüzlü çözüm odaklı personelimiz halı yıkama konusunda size yardımcı olmak gurur duyacaktır. Her tür kıymetli halılarınız , cinsine uygun olarak yıkanmaktadır. Sarıyer halı yıkama fabrikamız tecrübeli uzman personeli ile hizmetinizdedir.

Sarıyer halı yıkama olarak ayrıca koltuk yıkama kanape yıkama stor perde yıkama yorgan yıkama yatak yıkama battaniye yıkama hizmeti de vermekteyiz.

Sarıyer Tarihi
Eski çağlarda boş arazi ve tepelerden ibaret olan Sarıyer, gerek Antik Çağ’da gerekse Bizans döneminde belli başlı yerleşim merkezleri arasında değildi. Bizans İmpatorluğu döneminde kıyı kesimlerinde çok az yerleşim alanı vardı. Bunlar özellikle kıyılardaki koylarda bulunan bazı ayazma, kilise, eski liman, sarnıç ve eski kaleler çevresindeki birkaç hanelik küçük kırsal yerleşmelerden oluşuyordu. Burada yaşayanlar geçimlerini genellikle balıkçılıktan sağlıyorlardı.

İstanbul’un 1453 yılında Osmanlı İmpatorluğu tarafından fethinden sonra Anadolu’dan ve Adalar’dan getirilen göçmenlerin yerleştirilmesiyle Sarıyer’de iskan başladı. Osmanlı döneminde devletin ileri gelenleri tarafından bölgeye birçok çeşme, av köşkü, konak ve sahilhane adı verilen yalı yaptırıldı

Boğaz kıyısındaki küçük köylerin gelişmeye başlaması 16. ve 17. yy’lara rastlamaktadır. Bu dönemde Sarıyer, Yeniköy ve Rumeli Hisarı gelişmiş birer köy haline geldi. 18. yy’a gelindiğinde saraya yakın bazı kişilere ait yalılar bu kıyıda belirmeye başladı. Padişah izniyle bazı gayrimüslim ailelerin bu köylere yerleşmeleri de aynı yüzyıla rastlar.

19. yy’ın başlarında şayak ve fes boyama sanatını öğretmeleri için Trakya’dan bazı köylüler İstanbul’a getirildi ve Baltalimanı ile Emirgan arasına yerleştirildi. Bu köylülerin yerleştirildiği Baltalimanı ile Emirgan arasındaki alan Boyacıköy olarak adlandırıldı.

Sarıyer’in Boğaz kıyısındaki semtleri, 1960’lı yıllara kadar, daha çok yaz aylarında kalabalıklaşan sayfiye yeri niteliği taşıyordu. Özellikle yolların yapılması ve sahil yolunun genişletilmesinden sonra boş alanlar yerleşime açıldı. Bu nedenle bugünkü yerleşim olgusunun temeli de atılmış oldu: Kıyı kesimlerinde ve kıyı yakınlarında üst düzey gelir gruplarına ait yalılar ve köşkler, sırt biçiminde uzanan tepelerde ise gecekondular vardır.

Bir yanıt yazın